DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, demokrat parti ve yeni anayasayla ilgili görüşlerini gazetemiz aracılığıyla açıkladı
Bireylerin hak ve özgünlükleri tam teminat altına alınmalı
Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek,yeni anayasanın her koşulda uzlaşmaya yönelik bir müzakere sürecinden geçerek hazırlanması gerektiğini belirterek “milletimizin adaletli, huzurlu ve barış dolu bir ortamda beraber ve güvende yaşaması için devlet ile birey arasındaki en temel uzlaşı zemini olmalı ve bireyin hak ve özgürlüklerini tam bir demokrasi anlayışıyla teminat altına almalıdır.”dedi
Yeni anayasanın herkesin anlayacağı bir dille kısa öz ve yalın biçimde hazırlanmasını isteyen Zeybek, din ve devlet işlerinin ayrılığının da esas olarak ele alınmasını istedi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek,i ziyaretimizde yeni anayasa ve parti çalışmalarıyla ilgili sorularımızı yanıtladı.
Zeybek’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle :
Rahmetli Adnan Menderes’ten bugüne kadar partinizin Türkiye ve Türk siyasetinde en önemli gördüğünüz katkıları nelerdir?
NAMIK KEMAL ZEYBEK: Demokrat Parti'nin birinci başkanı, Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ben Demokrat Parti’nin kökenini Celal Bayar yoluyla Atatürk’e bağlarım Celal Bayar, Merhum Şehit Başbakanımız Menderes Türkiye’ye büyük hizmetlerde bulundular.
Demokrat Parti kurulma kararı verildiği zaman, demokrasiye inanan insanlar, halka inanan insanlar bir araya gelmiş ve Demokrat Parti’yi oluşturmuşlardır. Atatürk'ten sonra, ne yazık ki ikinci cumhurbaşkanı, Atatürk'ün yolunu bozmuş ve Türkiye'de bir milli şeflik dönemi başlamıştır. İşte büyüklerimiz o despot döneme karşı ellerini kaldırıp 'Yeter söz milletindir' demişlerdir. Çünkü o dönemde ne yazık ki millet dışlanmıştır.
Demokrat Parti, tabandan kalkınmayı başaran halk kesimlerini yukarılara çıkaran, tarım üreticisine, esnafa, memura, işçiye, emekliye hakkını veren, payını veren ve onlar vasıtasıyla yukarıda zenginliğin ve sanayileşmenin gerçekleşmesini sağlayan partidir.
Sanayi toplumlarının şekillendirdiği mekanizasyon ve modernizasyonu gerçekleştirmiş bir tarım bu ülkede varsa, bunun sahibi Demokrat Parti’dir. Sanayi adına ne varsa altında Demokrat Parti vardır.
Bu ülkede tarım modernleştiyse ve bu ülke gıda sektöründe, beslenmede kendi kendine yeten ender ülkelerden biri haline getirildiyse bunu Demokrat Parti’nin doğru uygulamaları sağlamıştır.
Daha sonra da Demokrat Parti çizgisinden gelen Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi iktidarlarında Türkiye’de sanayi devrimi gerçekleşti. Biz 24 Ocak 1980’de dışa açık büyüme modeline geçebiliriz, dünyaya açılabiliriz noktasına gelmişsek, tamamı Demokrat Parti’nin ve Demokrat Parti’nin devamı olan partilerin eseridir, bu tarihi bir gerçektir.
Demokrat Parti geçmişte Türkiye’yi tarımda modernizasyona, modernleşmeye getiren, sanayileşmeyi Türkiye’ye getiren bir çizgidir.
Demokrat Parti, yeni anayasa çalışmalarına destek verdi ve bu konuda ilk çalıştayı yapan parti oldu. Demokrat Parti’nin yeni anayasaya ilişkin önerilerini özetler misiniz?
ZEYBEK: Türkiye’nin gündeminde olan Anayasa tartışmalarında yer almak ve sürece çoğulcu bir yaklaşımla katkıda bulunmak, Demokrat Parti’nin tarihten gelen temel sorumluluklarından biridir.
Demokrat Parti Anayasanın, toplumun istekleriyle beslenerek ve her koşulda uzlaşmaya yönelik bir müzakere sürecinden geçerek hazırlanmasını esas kabul etmektedir. Anayasa, milletimizin adaletli, huzurlu ve barış dolu bir ortamda beraber ve güvende yaşaması için devlet ile birey arasındaki en temel uzlaşı zemini olmalı ve bireyin hak ve özgürlüklerini tam bir demokrasi anlayışıyla teminat altına almalıdır. Bu nedenle, başlatılan yeni Anayasa hazırlık süreci; milletçe tarih, kültür ve vatan temelini ve en önemlisi Atatürk’e derinden bağlı bölünmez bir bütün olarak, geleceğin çağdaş Türkiye’sini oluşturmak için elele vermede önemli bir fırsattır.
Köklü bir demokrasi kültürüne sahip olan Partimiz Türkiye için çağdaş ve tam demokratik bir Anayasa’nın temel esaslarını oluşturmada aktif bir rol üstlenmiştir. Bu çerçevede, Demokrat Parti bu süreçte bir yandan toplumun farklı kesimlerinin Anayasa konusundaki fikirlerini değerlendirmiş ve toplumun nabzını tutacak faaliyetler yürütmüş, öte yandan yetkili organları ve teşkilatlarıyla istişare ederek görüşlerini oluşturmuştur.
Yeni bir Anayasa hazırlamak Demokrat Parti için Türkiye’nin öncelikli konularındandır. Tüm hukuk düzeninin (Esas Teşkilat Hukuku) çatısını oluşturan Anayasa, Devletimizin temel unsurlarını (millet, ülke, egemenlik) güvence altına alır. Anayasa devletin kurucu belgesidir. Anayasa Devleti kurar, Devlet de bireylerin hak ve özgürlüklerini tanır ve güvence altına alır.
Anayasa devletin yapısını ve organlarının nasıl işleyeceğini hükme bağlayan, kişilerin (vatandaşların) temel hak ve özgürlüklerini tanıyan ve bu hakların çerçevesini çizen en temel hukuk kaynağıdır.
Hukuk tekniği açısından ve Anayasa üslubu yönünden değerlendirildiğinde, birincil ve ikincil esaslar dikkate alınmalı, ayrıntılı ifadeler Anayasada yer almamalıdır. 1982 Anayasası bu anlamda gereksiz ayrıntılarla doludur. Anayasa, temel ilkeleri, mümkün olan en açık ve kısa ifadeyle ülkenin hukuk sistemine getirmelidir. Kısa, öz, yalın, herkesin anlayabileceği ve yorumlayabileceği sade bir dilde yazılmış bir Anayasa hazırlanmalıdır.
Demokrat Parti, yeni Anayasa’nın Dibace’sinde aşağıdaki temel hususların yer almasını uygun görmektedir:
Demokrat Parti’nin yeni Anayasa için vazgeçilmez temel ilkeleri aşağıdadır:
“27 Mayıs’çılarından sağ kalanların da
yargılanması gerekir”
12 Eylül 1980 Askeri darbesinden mağdur olmuş bir kişi olarak, Kenan Evren hakkındaki iddianameyi nasıl değerlendirdiğinizi öğrenebilir miyiz?
ZEYBEK: Biz Demokrat Partiyiz. Bu ülkede en iyi en önde demokrasiyi biz savunuyoruz. Savunmaya devam edeceğiz. Bize bu yakışır. Hem kurucu Partimizin adı Demokrat Parti, hem bizim Partimizin adı Demokrat Parti.
Biz Demokrat Parti olarak askeri müdahalelerden, milli iradeye karşı yapılan müdahalelerden en fazla zarar görmüş bir siyasi hareket olarak bunu ortaya koyuyoruz. Ve diyoruz ki; ‘Hukuk her şeyin üzerindedir. Hukuk zedelenmemelidir. Adalet mülkün temelidir. Adalet devletin temelidir. Bir yerde adalet duygusu zayıflamışsa, insanlar adalete olan güveni kaybetmişlerse, orada devletin ve vatanın mevcudiyeti konusunda çok ciddi problemler başlar.
Herkes hakkında böyle iddianameler hazırlanabilir. Bu tabii bir şeydir. Hatta 27 Mayıs’çılarından hala sağ kalanlar varsa, onların da yargılanması gerektiğini düşünüyorum. En başta onlar yargılanmalıdır. Kimse kalmadıysa da bir sembolik dava açılmalı ve 27 Mayıs’ın bu toplumda meydana getirdiği tahribat, hiç olmazsa mahkeme kararıyla ortaya konulmalıdır. 12 Eylül’cüler için de açılmalıdır ama hiç akla gelmeyen 28 Şubat’çılar için de böyle bir dava açılmalıdır.
İnsanlar hakkında dava açılması gayet tabiidir. Fakat bütün bunların kim olursa olsun hukuk sistemi içerisinde, hukukun genel ilkeleri korunarak yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Hukuk her şeyden önemlidir. Adalet kavramı, insani değerler içindeki en önemli kavramdır. Bütün mahkemelere asılmış olan, ‘Adalet Mülkün Temelidir’ sözü doğrudur. Bu tür hareketler, mülkün temeline zarardır.”
Ülke insanımızın asırlardır aşina olduğu, bir arada huzurla yaşama ve birbirinin derdiyle hemhal olabilme kültürünü, Platform tarafından, sivil örgütlülük alanına taşıyarak, sivil demokrasinin oluşmasına çok büyük katkı sağlamıştır.
Başkent Platformu “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın“ misyonuna inanmış; 1200 ü aşkın birçok kardeş dernek, vakıf, federasyon, Konfederasyon temsilcilikleri ile birlikte ortak çalışmalar yürütülmekte ve işbirliği yapmaktadır.
Talep Görüş Bildir